21 Mayıs 2016 Cumartesi

Saç Ürünleri III ~ John Frieda Ürünlerim


          Saçlarım dalgalı, kuru, elektriklenen ve kabaran bir yapıya sahip. Bir ara sürekli market boyalarıyla boyamak da kuruluğunu en yüksek seviyeye çıkarmıştı. O zaman acaba çocukluğumdan beri kullandığım klasik market şampuanları, kremleri yerine değişik bir şeyler denersem işe yarar mı diye düşünmüştüm. Bu süreçte deneyimlediğim markalardan biri John Frieda idi. Kendi saç tipime uygun bazı ürünleri hakkında gözlemlerimi paylaşmak istedim.

          John Frieda’ nın düzleştirici etkisi olan, elektriklenmeyi, kabarmayı önleyen şampuanını kullandım ve ilk zamanlar çok beğendim. Daha önce kullandığım Kerastase şampuanla etkileri aynıydı diyebilirim rahatlıkla. Saçlarımı yumuşacık ve daha az elektriklenen bir saça dönüştürüyordu. Şampuanı kullanmaya devam ederken ikinci ayın sonlarına doğru saçımda dökülme oranının çok arttığını fark ettim. Bir de saçımın kabarmasını sevmesem de kafama da yapışmasından hoşlanmıyorum; bazı nemlendirici etkili, silikonlu şampuanlarda, uzun süreli kullanımda bu kaçınılmaz son olabiliyor. Tekrar alırım ama daha doğal içerikli ve silikonsuz şampuanlarla dönüşümlü kullanmak üzere.

          Aylar sonra ekleme: Aynı markanın mucize bakım yapmayı vaat eden şampuanını şimdilerde denedim ve bu versiyonunun saçlarımı daha da kuruttuğunu söyleyebilirim. Bir daha asla almam.

          Aşağıda da markanın kullandığım saç bakım, şekillendirme ürünleri hakkındaki gözlemlerimi paylaştım.

FRIZZ EASE®% 100 PARLAKLIK VEREN SPREY:

Saçıma sıkıp sıkmadığım hiç anlaşılmıyor, bende bu ürün hiç işe yaramıyor. Ekstra ağırlaştıran vs. bir etkisi de olmadı fazla kullanımda.
















FRIZZ EASE®6 Etkili Ekstra Güçlü Bakım:

Tekrar almayı düşünmediğim ürün, çok zor bitirdim zaten.

Kullanma talimatında duştan çıktıktan sonra henüz havluyla ıslaklığını almadığınız saçınızın boylarına ve uçlarına uygulamanız öneriliyor ve bence gerçekten sadece bu şekilde biraz verim alınabiliyor. Daha hacimli ve daha az elektrikli görünüyor saçlar ama biraz. Dramatik bir değişiklik olmadı bende. Olsa da ben ıslak saça uygulanan bu tarz ürünleri sevemiyorum.

Kuru saçlarınıza uyguladığınızda elektriklenmeyi alması için bol bol uygulamam gerekiyor, bu da saçı ağırlaştırıyor; sönmesine neden oluyor saçımın ama yine de fönle birlikte günü kurtarabiliyor.

Bence piyasaya son yıllarda sürülen uygun fiyatlı serumlar saç şekillendirme, elektriklenmeyi hafifletme konusunda bundan daha başarılı.



FRIZZ EASE®BUKLE BELİRGİNLEŞTİRİCİ ŞEKİLLENDİRİCİ SPREY:

Saçlarımda dalgalar var. Ablamın saçı kıvırcık ve memnun kalmayınca denemem için bana verdi bu ürünü.

Sıvı saç spreyi gibi bu ürün, saçı sertleştiriyor ve bence hiçbir işe yaramıyor. Ne kıvırcık saçlarda ne de dalgalı olanlarda.
Beğenenler nasıl kullanıyorsunuz; ne tür bir yönteminiz var yazarsanız sevinirim, belki bir püf noktası vardır.








          Umarım benim beğenmediğim ürünlerden sizler güzel sonuçlar almışsınızdır. Bende ne yazık ki durumlar böyleydi.



Sevgiler,

Observerella 

Saç Ürünleri II ~ Ablamla bir PHYTO alışverişi…


          Daha önce Phyto’ nun phytokeratine ısıdan koruyucu spreyini kullanıp çok beğenmiştim. Benim saçlarım dalgalı, kuru, boyalı, kabaran ve elektriklenen saçlardan. Bir fıst bile saçımın yumuşacık olmasına, tülerik görüntünün beni memnun edecek oranda yatışmasına yetiyordu; daha bakımlı görünüyordu saçım.

          Zaten saça çok az miktarda sıkmak gerekiyordu yoksa saç sönüp ağırlaşabiliyordu. Şöyle söyleyeyim; kullandığım başka bir saç şekillendirici ürünü iki damla kullanıyorsam bunu bir damla. Bende böyle.

          Isı koruyucunun ısı koruma özelliğinden ziyade saça olan etkisi hoşuma gittiği için ve yine fiyatına oranla miktarını az bulduğum için bana daha uzun süre gidecek ve saçıma yaptığı iyileştirici etki günlük değil de daha kalıcı, kökten olabilecek bakım ürünlerine yönelmek istedim. Aldıklarımı eczacının da önerileriyle seçtim, deneyerek zamanla fiyatlarını hak edip etmediklerini, tekrar alıp almayacaklarımı göreceğim.

PHYTO SAÇ BOYASI:

          Saç boyasını daha önce ablamın saçında kullanmıştık, boyalar yine ona. Bu boya amonyak, resorsinol ve paraben içermiyormuş. O zaman içerik nedeniyle hamileler bile kullanıyor bu saç boyasını demişti eczacı, hamileyseniz siz yine de doktorunuza danışmayı ihmal etmeyin. Biz market boyalarındaki gibi bir iki ton koyu tutar diye düşünerek açık renk almıştık. Kutunun üzerindekine yakın bir renk tutmuştu, şaşırmıştık. Nette gördüğüm kadarıyla bu durumun tersini yaşayanlar olmuş. Bizim kullandığımız renk 5’li ve 6’lı bir renkti. Beyazlar kapanmıştı ama bir hafta sonra tekrar ortaya çıkmaya başlamışlardı. Bunu hesaba katarak istedi ablam boyaları.

Aylar sonra gelen ekleme1: Biz bunu bıraktık ve inoa' ya geçiş yaptık hep beraber. İnoa amonyaksız bir boya ve... çok iyi ya!

PHYTODEFRISANT KOLAY ELEKTRİKLENEN SAÇLAR İÇİN BALSAM:

          Şampuan sonrası ıslak saça kökten uygulanıyormuş ve durulanmıyormuş.

Aylar sonra gelen ekleme2: Ablamın saçı kıvırcık, normal ve buna bayılıyor. Bittikçe alacak. Benim saçım dalgalı, kuru ve bende pek işe yaramadı. Ben almam. 

PHYTOCITRUS RENK KORUYUCU ŞAMPUAN:

          Silikon içermeyen bir şampuanmış. Şampuanlardan tek başına çok mucize beklemiyorum elbette ama bir farkı  da olmalı. Dove marka şampuanı da beğeniyorum ama silikonlu, nemlendirme özelliği olan şampuanlar saçlarımda sönme, saç diplerimde kaşıntı yapmaya başlıyor. Arada o nedenle ya saçları daha iyi arındırdığını düşündüğüm ya / ya da silikonsuz şampuanları araya katıyorum. Genelde daha temiz içerikli şampuanlar ilk zamanlar saçımı keçe gibi yapıyor, destekleyici ürünler şart oluyor. Bakalım…

Aylar sonra gelen ekleme3: Şampuanı beğendim. Şampuan sonrası ürün kullanmama gerek kalmadı çoğu zaman ve ilk kullanımlarda da saçımı keçe gibi yapmadı. Tek kusuru fiyatı.

SUBTİL ELİXİR KURU SAÇLAR İÇİN YOĞUN BESLEYİCİ IŞILTI VEREN YAĞ:

          Yoğun besleyici ışıltı veren yağ, kuru saçlar için. Şampuandan önce, yani duşa girmeden önce, saç tellerine, uçlarına sürün, ürünün emilmesine yardımcı olmak için masaj yapın ve on dakika veya biraz daha fazla bekletin denmiş. Gece boyunca saçta durabilir diye de tavsiyede bulunulmuş sitesinde. Bu da ablama zira ben kuru yani uygulandıktan beş dakika sonra emilen, uçan yağları kullanabiliyorum sadece.  Yağ olayını sevmiyorum, temizleme işi bunaltıyor beni. Ablamın saçı da benim ki gibi boyalı ama farklı olarak kuru değil ve kıvırcık, etkilerini başka bir phyto yazısında belirteceğim.

Aylar sonra gelen ekleme4: Ablam bunu yarıladı ama işe yarayıp yaramadığını gözlemleyemiyormuş. Saçıma gizli bakım yapıyor olsa gerek diye düşünüyor. Tekrar almayacak.

PHYTOJOBO YOĞUN NEMLENDİRİCİ MASKE:

          Kuru saçlar için nem ve parlaklık veren jojoba yağı içeren maske. Alışverişimde deneme boyu ürün olarak verildi. Sitesinde şampuanlama sonrası ıslaklığı havluyla iyice alınmış saç tellerine ve uçlarına uygulayıp iki beş dakika bekletin yazılmış. Sonra da iyice durulanması gerekiyormuş. İşte bunu sevmedim.  Saçımı yıkayacağım, havluyla nemini alacağım hoop bir daha yıkayacağım. Bunlar bana göre değil pek ama haftada bir deneyeceğim ve iyi gelirse değebilir.

Aylar sonra gelen ekleme5: Bende hiçbir işe yaramıyor. Kokusundan da hoşlanmadım. 

Not: 
          Kendi internet sitesinde yazanlara göre Phyto bitkisel, hayvanlar üzerinde test yapmayan ve geri dönüşümlü malzemeye odaklanan bir marka imiş. 

       
          Sizler bu markadan hangi ürünleri kullandınız, hangi ürünleri önerirsiniz ya da önermezsiniz?


Sevgiler,


Observerella

14 Mayıs 2016 Cumartesi

Krem Farlar I ~ Mac Paint pot Painterly ve Vintage Selection



          1. Bu tip katı-krem farlar bence en iyi parmakla uygulanıyor. Parmağınızı üzerinde bir iki kez gezdirdiğinizde üst kısım ısınıp daha kremsi bir hale geliyor.


          2. Kuru göz kapaklarım var ve bunları uyguladığımda gün içerisinde ağırlık, kuruluğun yarattığı bir gerginlik hissediyorum. Başka renkleri beğensem de bir daha almayacağım.



          3. Maybelline krem farlarından biraz daha inceler; hem his hem yapı hem homojen uygulama anlamında. Henüz maybelline mat versiyonunu denemedim, deneyince ayrı bir yazı ya da güncelleme ekleyeceğim.

          4. Göz kapağımın rengini eşitleyip aydınlatacak, sür-çık bir far arıyordum. Bu amaçla painterly' i mor göz kapaklarına, soft ochre' yi kahverengi göz kapaklarına önerdiğini söylemişti makyaj uzmanı. Sarı alt tonluyum ve göz kapağımda içindeki pembelik bazen çok ortaya çıkıyor bazen az ama 
hiç bir zaman tek başına ten rengimi nötrleyecek şekilde de gözükmüyor, tek başına yakışmıyor da. İçindeki pembeliği verme oranı göz kapağı rengi değiştikçe bir miktar değişen bir şey sanırım. O nedenle almadan önce denemek iyi bir fikir. Bence ben sarı alt tonluyum bana yakışmaz demeden önce deneyin, bu rengin kendinde duruşunu beğenenler de var çünkü alt tona bakmadan. Mağazada bakmayın; daha aydınlık olan yerlerde aynaya bakın. Mac' in ışıklarında renk körü oluyorum ben. (Bence yani, gerçekten o ışıklarda pembeler bile bej geliyor gözüme.) Sonuç olarak mecburen aldığım amaçla değil de farklı farlarla bir arada daha farklı makyajlar için kullanmaya devam ediyorum.


           6. Vintage Selection günlük hayatta benim kullanmak istemeyeceğim kadar simli, sadece metalik değil; sim sim. Rengi göz kapağımda belli olmuyor, aydınlatıcı gibi duruyor... Üzdü zira ambalajında umut vaat ediyor.



Böyle benim gözlemim, sizler neler önerirsiniz; hangi krem farları kullanıyorsunuz?

Sevgiler,

Observerella

11 Mayıs 2016 Çarşamba

Allıklar I ~ Clinique Cheek Pop Allık Ginger Pop


          Bu allığın yapısı Clinique’ in klasik serisindeki toz allıklarla aynı değil. Kolay dağıtılıyor yanakta, ister hafif ister yoğun bir renk görüntüsü elde edebilirsiniz, üst üste uygulayınca renk yoğunlaşıyor. Ben hafif kızarmış yanak görüntüsünü sevdiğim için hafif uyguluyorum.

          Rengi tanımlamak çok zor; ben sarı alt tonlu açık buğdayım ve uzun uzun aradığım doğal, sağlıklı görüntüyü veriyor bana.



          Mat bitişli değil, satin ya da metalik de diyemem. Sürdüğünüz yer sağlıklı ve ışıldayan bir cildin görünümüne kavuşuyor diyebilirim.  Çok yakından bakınca içinde minik minik simler görülüyor ama bunlar yanakta belli olmuyor, yapay veya kötü durmuyor.

          Ambalajda 3.5 gr ürün var ve piyasadaki diğer allıklarla karşılaştırınca biraz az.

          Yine de gözüm kapalı tavsiye edebileceğim bir allık!


          Not: Ben kendi sitesinden 100 tl’ ye almıştım, şimdi ekstra bilgi var mı diye sitesine baktım ve 80tl’ ye indirmişler fiyatını. İndirimli değil, sabit fiyatı artık bu sanırım. Bu bana ufak bir şok yaşattı, o zaman neden en başında daha yüksek fiyattan satıldı? Neyse en azından siz yararlanırsınız. 

5 Mayıs 2016 Perşembe

Tırnak Ürünleri II ~ Mavala Mini Color Oje (202 music hall)


          Markanın bu yazıda değindiğim mini color oje serisinde toluen, fitalat, formaldehit, kolofan, paraben yokmuş, tırnağın nefes almasına izin veriyormuş. Kullanmadan önce çalkalanması önerilmiş.

          Oje ince fırçalı, sürdükten sonra tırnaklarda kuruması çok uzun süren ojelerden. Üst cila (top coat) sürdüğümde o günü çıkarabildim ama akşam uçlardan hafif hafif  soyulmaya başladığı için silmek zorunda kaldım. Üst cila sürmediğimde tırnağın aldığı her darbeyi gösterdi, uçlardan kötü bir şekilde açıldı. Bir de tırnağımın çarptığı her yeri kırmızı kırmızı çiziyor. Bir çok koyu renkli ojede bu olay var ne yazık ki... Yani sonuç olarak ben tavsiye edemeyeceğim.



          Tırnak fotoğrafı koyamıyorum zira görüntüyü bir türlü beğenmedim.

          Not: Hamile olan bir arkadaşıma doktoru saç boyası gibi ojeyi de önermediğini söylediğinde biraz bu konuyu kurcalamıştım. Oje neden zararlı olabilir ki diye merak etmiştim. Toluren, formaldehit ve fitalat solunması, deri ile direk teması uzun vadede sağlığı tehdit edebileceği söylenen ama hayatımızda pek çok alanda, pek çok yerde karşılaşabileceğimiz maddelermiş; ojelerin çoğunda üçü birden bulunuyormuş. Nette bu konudaki yazılarda, ojeleri üreten firmaların sayfalarında gezildiğinde, bu üç maddeyi içermeyen bir çok marka olduğu görülüyor. Mavala’ nın bu oje serisinde de yok bu içerik maddeleri. Tabi daha doğru ve kapsamlı bilgiyi içerik konusunda uzman olan insanlardan almak daha doğru olur. 

3 Mayıs 2016 Salı

Tırnak Ürünleri I ~ Mavala Tırnak Sertleştirici (MAVALA SCIENTIFIQUE)



          Bilgi: Tırnakları güçlendirip sağlığına kavuşturmayı vaat eden, su gibi bir kıvamı olan, şeffaf mavi renkte, formaldehit içeren, 5ml’ lik bir ürün. Temiz ve ojesiz, herhangi bir ürün uygulanmamış tırnağın uç kısmına sürüp bir dakika ürünün emilmesini beklemek gerekiyormuş. 

 

          Sadece tırnağın serbest kalan kenarına sürülmesi öneriliyor. Oje veya alt cila gibi tüm tırnağa uygulanmıyor. Deri sertleşmesi problemini önlemek için asla kütiküllere, tırnak altlarına ve deriye uygulanmaması gerekiyormuş; temas ederse ıslak bir pamukla silin deniyor. Hatta kutusunda tırnak etlerine mavala tırnak eti koruyucu sürün vs. yazılmış.

          Tırnak güçlenmeye, sağlığını kazanmaya başlayana dek haftada maksimum iki kez, daha sonraları gerek kalırsa ayda iki, üç kez kadar uygulayın deniyor. Buradaki bilgileri aşağıya linkini bırakacağım kendi internet sitesinde okudum, ürünü satan bazı sitelerde ise uygulama sıklığı 1. ay haftada 1 kez, 2. ay 15 günde 1 kez, 3.ay ve devamında ayda 1 kez olarak belirtilmiş. (Ürün bilgisine dair çeviri hatası yaptığımı düşünürseniz lütfen yorum bırakın.)


          Gözlem: Uzun süre çamaşır suyu gibi temizleyicilerle haşır neşir olduğumda ve/veya günlerce üst üste oje sürüp tırnaklarımı havasız bıraktığımda tırnak uçlarımda kırılma ve kopma problemi yaşıyorum. Bu ürünü iki hafta önce bir kez kullandım ve sürdüğüm anda tırnaklarımın sertleştiğini gördüm. Bu iki haftada deterjan, oje moje kullanımına aynı şekilde devam ettim ve tırnaklarım hala sert ve soyulma, kopma yok. 

          Yine de benim gibi tırnak konusunda çok dertli değilseniz pek gerekli olmayan bir ürün diye düşünüyorum; bunun yerine düzenli olarak kremlerle, limonla vs. bakım yapıp daha uzun sürede belki yine aynı sonucu alabilirdim. Denemek istedim, açıkçası daha kısa sürede sonuç almak istedim…  ya da bilirsiniz insan bazen çok sıkkınken alışveriş yapmak için alışveriş yapabiliyor. Tırnakları çok güçsüz, uçları sürekli kırılan, soyulan insanlar için denenecek iyi bir alternatif olabilir. 


          İçerik listesine ek olarak kutunun üzerinde de formaldehit bulunur yazması, ürünü uygularken etlere bulaşmaması hakkındaki ısrarlı uyarılar da ürünü kullanma konusunda beni strese soktu.


Mavala internet sitesi: http://www.mavala.com


Sevgiler,

Observerella

25 Nisan 2016 Pazartesi

Güneş Kremleri III ~ Clarins Sunscreen for Face Wrinkle Control Cream SPF 50+ Güneş Kremi




          La Roche Posay Anthelıos XL spf 50+ Fluıd Ultra-Light güneş kreminin koruma özelliğinden memnun kalsam da yazısında bahsettiğim sebeplerle yeni güneş koruma ürünü arayışına girdiğimde edindiğim bir ürün; yağlı ciltli bir arkadaşım parlamadan memnun kalmayıp denemem için vermişti.

          Cildim hassasken bir buçuk ay civarında kullandım ve o sürede yanağımda hafif renk değişiklikleri başladığını fark ettim. Daha önce cildim hassasken kullandığım La Roche Posay Anthelıos XL güneş kreminin iyi koruduğunu o zaman anlamış oldum. La Roche güneş kremini cildim yine hassasken denizin ortasında dahi kullanmış ve sorun yaşamamıştım. Yapısını sevmesem de derhal gidip ondan aldım. Şimdi adil olmak adına bir şeyler eklemek isterim. Bence güneş kreminin korumasından bahsetmek kişisel faktörler yüzünden çok zor, belki geçmişin etkisi belki başka faktörler olmuş olabilir bilemiyorum ki... Yine de ne yazık ki bu tecrübeden sonra tekrar almayacağım ve yakınlarıma önermeyeceğim bir ürün olarak aklımda kalacak.



          Ürün çok güzel kokuyor, içinde parfüm varmış. Hassas bir cildim olmasına rağmen parfüm beni kısa vadede rahatsız etmedi. Clinique spf 30 yüz güneş kreminden daha hafif kıvamda bir krem, cilde yayıp emilmesini beklediğinizde beyaz kalıntı kalmıyor, dikkat etmezseniz emilmeyen yerlerde gün içerisinde beyaz pütürler görebiliyorsunuz. Benim cildim karma; mat bir görünümü olmadığını Clinique spf30 gibi bir yağlanma olmasa da parlak durduğunu söyleyebilirim, gün içerisinde azalsa da öyle. Yağlı bir ciltte çok daha fazla belli edecektir bu parlaklık kendini. Bir de ben kullanırken yüzümde varlığını hissediyordum.


          Ambalajı beğenmedim, içinden çıkaracağınız ürün miktarını kontrol edemiyorsunuz.

          Ürünü kullanıp hem korumasından hem duruşundan; parlamasından memnun kalmadıktan sonra nette araştırdım. Yaşlanma karşıtı etkisi, UVA Ve UVB korumasının yanında nemlendirme özelliği varmış, eşit ve uzun süreli bronzluğu garantiye alırmış, korurmuş. Bu bronzluk konusu nedir ben anlamadım, var olan bronzluğu mu koruyor yoksa hem güneşten koruyup hem bronzluk mu sağlıyor? Benim güneş kreminden beklediğim tek şey güneşten koruması, o nedenle bu konuyu daha meraklısına bırakıyorum izninizle.


Sevgiler,

Observerella

Güneş Kremleri II ~ La Roche Posay Anthelios XL SPF 50+ Fluid Ultra-Light



          On yıl kadar önce eczacının tavsiyesi ile aldığım ve uzun süre deneyimleme fırsatı bulduğum güneş kremi.

          Kimyasal içerikli, parfümsüz, parabensiz, losyon ve su arası bir kıvamda. Kullanmadan önce çalkalamanız gerekiyor. Bence üç dört ayda kıvamı değişiyor; belki bozuluyor, tam karışmaz hale geliyor. 


         Emildiğine emin olduğunuzda beyaz bir kalıntı bırakmıyor, ben nc15 ve 20 arasındayım, yazın koyulaştığımda da beyaz kalıntı problemi ile karşılaşmadım. Sürüldükten sonra cilt yüzeyini düzgünleştirme etkisi oluyor, bunun sebebinin içerik listesindeki alkol olduğunu duydum sonradan. Tercihler… Bu arada az önce cümle içinde bronzlaştığımda dedim… Demek ki, belki de iki saatte bir yinelemediğim için bende bronzlaşmaya engel olmuyor, aşırı beyazlara not olsun.


          Uzun yıllar kullandıktan sonra cildime ağır geldiğini ve sivilce oluşumunu tetiklediğini düşünmeye başladım.  Ürünü kullanırken cildim karma kuruya dönmüşse parlama yaşamıyorum, cildim karma-yağlıya döndüğünde ise alnımda, burnumda benim hoşuma gitmeyecek bir yağlanma, parlama yaşıyorum. Krem formdaki ürünlerin yaşattığı gibi vıcık vıcık değil ama oluyor. Üzerine pudra vs. geçmekten hoşlanmıyorum zira ürünü yinelemek gerektiğinde bir dilemma yaşıyorum. Hele yazın terleyen surata pudra sürmek… Yine karma ve yağlı ciltler için mükemmel ürün olmadığını düşünüyorum.


Sevgiler,

Observerella

Güneş Kremleri I ~ Clinique SPF 30 Sunscreen Yüz Güneş Koruma Kremi



          Clinique’ in internet sitesinde bu ürünün yağsız olduğunu okuduğumda karma ve sivilceye meyilli ciltli biri olarak merak etmiştim, mağazada deneme boyunu görünce de aldım.
          Losyon kıvamında değil, kolay dağılan bir krem kıvamında. Cilde tam yedirildiğinde beyaz kalıntı kalmıyor. Parfümsüz olduğu belirtilmiş; klasik, çocukluk zamanlarından akılda kalan bir güneş kremi kokusu alıyorum, hoş bir koku.

          Ürünü uzun süre kullanamadım çünkü bende sivilce oluşumunu tetiklediğine inanıyorum, bunun yanında es kaza göz çevresine değdirsem yarım saat bir saat içerisinde gözlerimde batma, yaşarma ve yanma oluyor. Clinique’ in spf’ li birçok ürününde bu göz hassasiyetini yaşıyorum. Ürünü göz çevresine uygulamayın diye uyarı yazılsa da bu çok zor, katı bir şey olmadığı için bir şekilde orada emiliyor. Hem göz çevresi için ayrı güneş kremi kullanmak bana göre değil. Cildimin geri kalanında ise herhangi bir hassasiyet yaşamadım.

          Bu güneş kreminin karma, yağlı ve/veya sivilceye meyilli ciltlere uygun olmadığını düşünüyorum. Zaman zaman alnım ve burnum yağlanıyor, zaman zaman ise normal cilde dönüyorum. Bu ürünü kullandığım günler ise inanılmaz derecede yağlı görünüyor cildim. Bazılarınız güneş kreminin yarattığı, belki mika veya değişik yağların etkisinden kaynaklı, cildi sağlıklı gösteren bir parlaklıktan hoşnut olabilir. Bu ürünün yarattığı parlama ise bende böyle değil, cildim ürünü kusmuş gibi duruyor. Şu sıralar yanaklarım çok kurudu, ürüne tekrar şans verdiğimde yanaklarımda rahatlama hissettim, o bölgenin gerginliğini aldı ama bir iki saat sonra cildim yine şakır şakır yağlandı, sonrasında da birkaç tane sivilce geldi.
          Ürünle ilgili okuduklarım: UVA ve UVB korumasının yanında içerisinde çevresel etkilere karşı bolca antioksidan varmış, suya, tere karşı dayanıklıymış. 

Sevgiler,
Observerella

23 Nisan 2016 Cumartesi

Yüz Temizleyicisi I ~ Clarins Gentle Foaming Cleanser With Tamarind Temizleyici

       


          Clarins’ in karma ve yağlı ciltler için olan temizleyicisi. Krem köpük bir yapısı var. Henüz ıslatılmamış cilde dağıtıldığında krem uyguluyormuş gibi oluyorsunuz, ellerinizi hafifçe ıslatıp ürünü ovmaya başladığınızda çok çok hafif bir köpük ile süt gibi akmaya başlıyor. Yani deterjan gibi fokur fokur köpüren temizleyicilerden değil. Temizleme işini iyi yapıyor ama bunlar ürünü kullanmaya devam etmemi sağlayamadı…


          Ne yazık ki zaman zaman karmadan kuruya zaman zaman da karmadan yağlıya dönen cildimde, tıpkı sabun kullanıldığımda oluşan hissi bırakıyor; yüzdeki yağın, nemin tamamen alındığına dair bir his. Bugün altıncı günüm sayılır ve bugünden sonra haftada bir ya kullanırım ya kullanmam.
          Bununla birlikte aynı markanın normal ve karma ciltler için olan cottonseed’ li temizleyicisinin iki adet deneme boyunu vermişlerdi. Önce onları kullanıp bitirdim ve bende bununla tamamen aynı etkiyi yarattı. Belki cildi kuruttuğuna inanılan bir temizleyiciyi daha yoğun nemlendiricilerle destekleyerek kullanmaya devam edebiliriz. Ben bunu göze alabileceğimi sanmıyorum.


          Bu temizleyicinin içinde minik parçacıklar var. Onlar yüzde homojen dağılmıyorlar; parçacıklı deyip peeling-scrub amaçlı kullanmayı düşünenleriniz olursa diye yazdım, bence o mümkün değil.  Zaten elinize aldığınız ürüne yaklaşık on tane parçacık geliyor gibi. Onların amacı kesin başka bir şeydir ama ne?


          Bir de eklemek isterim; shiseido pureness deep cleansing köpük temizleyici de bende bununla aynı hissi bırakıyordu. Yani bana göre aynılardı ve ben onu da aynı sebepten bitirememiştim. Karma ciltli de olsam, akneye meyilli olduğum için eskiden yağlı ciltler için olan ürünleri denerdim. Önemli olanın akneye yönelik içeriğe sahip olup olmaması olduğunu sonradan anladım.


Sevgiler,

Observerella  

16 Nisan 2016 Cumartesi

Yüz Nemlendiricisi I ~ CLINIQUE DRAMATİCALLY DİFFERENT NEMLENDİRİCİ JEL KREM




          Sivilceye meyilli cilde sahip pek çok insan gibi bende kullandığım bazı makyaj ve cilt bakım ürünlerinin yağsız ve anti komedojenik olmasına dikkat etmeye çalışıyorum. Karma ve hassas ciltli biri olarak eskiden dermokozmetik ürünleri tercih ederdim ama zamanla onların arasında da çokça sevmediğim ürün çıkınca bana iyi gelen şeyleri mecburen deneyerek bulabileceğimi anladım.


          Bu nemlendirici yağsız, parfümsüz ve oldukça ünlü bir nemlendirici olduğu için aldığım bir üründü. Ben 50ml' lik küçük boyunu aldım hep, bir de büyük boyu var. Fotoğrafta görülen ikinci tüpümdü. İlkinde emin olamayıp ikincisini almıştım. Emin olamamıştım çünkü tıpkı Avene hydrance optimale légère nemlendiricide olduğu gibi cildimi nemlendirdiğime dair yeterli bir his oluşmuyordu. O his oluşmasa da ince çizgiler hafifliyor ve ciltteki gerginliği almıyor ama almış gibi görünüyordu (Nedenini tahmin edebiliyorum.). Yine de nemlendirme hissi bence Avene ürününden başarılı idi. Bu arada göz çevresine de kullanıyordum.

          Losyon kıvamında ve cilde sürüldüğünde kadifemsi bir his bırakıyor. Nohut kadarı tüm yüze yetiyor ve makyajın kalıcılığına zarar vermiyor. Ben karma ciltliyim ve parlama, yağlanma problemi yaşamadım. İçeriğindeki silikondan dolayı sadece gündüzleri kullandım. Neticede cildimin nispeten daha yağlı olduğu bir dönemde ekstra özelliği olmayan yağsız, parfümsüz nemlendirici isteğimi karşıladı. Tekrar almayı düşünmüyorum zira gündüzleri nemlendirme vaat eden yağsız güneş kremleri, spfli yaşlanma karşıtı yağsız nemlendiriciler, bazen kuru ciltlere özgü fondötenler, bb kremler bana yeter aynı zamanda daha fazla tercih edeceğim bir şey olur.




          Not: Dimethicone adlı silikon kimine göre zararlı kimine göre yararlı ama her şeyin içinde de var. Bazı şeylerin etkisini kendi cildimizde deneyip görmekten başka çaremiz yok. Böyle tek tek düşününce hiçbir şey alamam ben. Kimyager de değilim, kendi çapımda takılıyorum. O nedenle bazen boş veriyorum, bazen dikkat ediyorum... İşi uzmanına bırakmanın rahatlığını yaşamak istiyorum. Bu içerik konusuna yaklaşımım hakkında bir yazı yazacağım ileride.


Sevgiler,

Observerella






12 Nisan 2016 Salı

Saç Ürünleri I ~ TARKO SALON SAÇ FIRÇASI





          Saç fırçası kıl döker mi demeyin, hiç kullanmama rağmen tarko salon marka bu fırça aldığım günden beri fotoğrafta görülenden on kat daha fazla kıl döktü, dökmeye de devam ediyor. Tarko salon marka fırça ve tarakları t-shoplarda görüp merak ederdim. Böylece üç gün önce satın alıp denemiş oldum. Belki de bana bozuk ürün denk geldi, kim bilir...


          Daha önce nascita ve banat fön fırçalarını kullanıp sert kıllı bulmuştum ama onlarda kıl tüy problemi yaşamamıştım; sağlam fırçalardı. Bir sonraki denemem vepa markasının fön fırçası olacak. Ondan da istediğim kadar verim alamazsam kuaförlerin kullandığı pro ürünlere kayacağım. Belki de fön fırçası sert kıllı olmalıdır, pro ürünleri incelemeden konuşmak zor. 





          Bu ürünün tam adı ''tarko salon prof. saç fırçası 2276'' imiş. Cosmeticalar' da da satılıyormuş.